Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık hizmet ihtiyacı günden güne artmakta, değişmekte ve çeşitlenmektedir. Bu artan ihtiyaca karşılık sağlık hizmet sunucularımız -kamu ve özel sektör ayrımı olmaksızın- bu talebi karşılamaya, hizmeti en iyi şekilde sunmaya çalışmaktadır.

Tüm ülkeler vatandaşlarına en iyi ve memnuniyet verici hizmeti sunmaya çalışırken, bir yandan da yeni gelişen koşullara uyum sağlamaya, hizmet alt yapılarını yenilemeye ve en önemlisi de – covid pandemisinin acı bir biçimde öğrettiği şekliyle- sağlık teknolojileri ve sağlık ürünleri alanında kendi kendine yeter olmaya çalışmaktadırlar.

Yaşlanan nüfus, artan kronik hastalıklar, zaman zaman zuhur eden bölgesel ve küresel salgınlar, iç karışıklıklar, çatışmalar, açlık ve kuraklık neticesi yaşanan büyük göç hareketleri, küresel ısınmanın sağlık üzerindeki olumsuz etkileri ve her geçen gün sağlığımızı riske eden olumsuz yaşam tarzları ve zararlı alışkanlıklar sayesinde küresel hastalık yükü ve beraberinde sağlık harcamaları artmakta, sağlık sistemleri büyük bir baskı altında kalmaktadır.

Artan zorluklarla beraber yaşanan çok çarpıcı bir değişim de söz konusudur. Artık uzak bir tarih olarak görmediğimiz 2030’lu yılların bugünlerden çok farklı olacağını, hayatımıza her geçen gün daha fazla tesir eden dijital teknolojiler ve yapay zeka ile geleceğin iş dünyasının ve elbette sağlık sektörünün ciddi bir değişim ve dönüşüm geçireceğini tahmin etmek hiç de zor değildir.

Özetle dünya, hayat, toplumlar ve insan alışkanlıkları, beklentileri, ihtiyaçları değişmektedir. Tüm alanlarda yaşanan bu değişimin ülkemiz sağlık sektörü olarak bizler neresindeyiz? Hepimiz bu değişimin rüzgarına kapılsak da duruma müdahil olabiliyor muyuz, yoksa edilgen bir pozisyonda izlemekle mi meşgulüz?  

İşte bu durumu gözden geçirmek ve gelecek adına değerlendirmelerde bulunmak üzere “Hayat ve Dünya Değişiyor, Ya Biz?” teması ile ülkemiz sağlık sanayinin geleceğini konuşalım istiyoruz.

Bilim ve teknolojideki yenilikler sayesinde hizmet artık giderek kişiye özel hale gelmektedir. Yeni nesil dijital teknolojiler ve giyilebilir sağlık cihazları ile hastaların 7/24 takibi, izlenmesi mümkün hale gelir iken, yeni nesil genetik testler ve detaylı laboratuvar analizleri ile de kişiye özel (bireyselleştirilmiş) ilaç tedavileri uygulanabilmektedir.

Genomik biliminin gelişmesi ve daha fazla kullanılmaya başlanması ile kalıtsal ve edinilmiş hastalıklar için daha hızlı ve daha doğru tanı koyma imkanları gelişmekte, yeni nesil tedaviler geliştirilmektedir. Yapay zekanın büyük miktardaki karmaşık bilgiyi analiz etme yeteneği, hastalıkların tespitinin hızlandırılması da dahil olmak üzere sağlık alanında şimdiden hissedilir bir çok değişikliği beraberinde getirmektedir.

Biyoteknolojideki gelişmelerin yanısıra hücre ve gen tedavileri, nano teknoloji ve çip (yonga) teknolojileri alanlarındaki gelişmeler de sağlığın geleceğini şimdiden şekillendirmektedir.

Hekim ve hastanın bakım ve tedavi sürecine birlikte dahil olabildikleri yeni ve esnek yollar (telefon ve video konsültasyonları gibi) muhtemelen daha da yaygınlaşarak gündelik pratiğimizin bir parçası haline gelecektir.

Çalıştay kapsamında tüm bu başlıklara temas edilecek ve dünyadaki gelişmeler ile ülkemizdeki durum gözden geçirilecektir. Çalıştayda ele alınacak başlıklarda disiplinler arası bir bakışla çözüm önerileri ve fikirler üretilmesi amaçlanmaktadır.